Henüz tam olarak blogger
gibi hissettirmese de heyecanlı bir şeymiş blogunun olması. Hele bu ilk yazı
işini çok sevdim. İlk göz ağrısı gibi. Hehe.
Daha blogu oluşturur
oluşturmaz “Ne yazacağım oğlum buraya?!” olayı sardı beni. Cidden henüz ne
yazacağımı bilmesem de “Bir besmele çekelim de buluruz bir şeyler.” Diyerekten
atıldım blog dünyasına. Yine de çok zor olmasa diye düşünüyorum yazacak şey
bulmak. Olmadı bol keseden fangirllük yaparım, anti fangirllük yaparım. Yeri
gelir dizi,film paylaşırım, öneririm. Ama “Ay oppam oynuyor çok tatlı yaa.”
demeden yaparım bunu. Bir bakmışsınız ilk aşkımı anlatıyorum, sonra bir okul
anımı falan… derken derken ben de baya baya blog yazarı olmuş oluveririm.
Nefret ettiklerimi de çok
anlatırım. Özellikle “Bir Death Note’um olsa da yazsam!” dediklerimden
bahsederim. 18 yaşında kokulu kalem kullanan, üniversiteyi kazanmış olsa da
“okulda kullanırım.” Diyerek kalemlik falan alan bir kızın ne işi olur Death
Note’la demeyin, lazım oluyor bazen.
Demem o ki bol bol anlatırım
ben. Birkaç da okuyucu buldum mu oh ne rahat! Gariban bir yazar olup yuvarlanıp
giderim ben de. Maksat blog işine de el atmadık demeyelim. Ona da bulaştık ya
Allah sonumuzu hayretsin.