Yaklaşık 5 yıldır Kore ve K-pop’la ilgilenen ve bu işe
ilgili duyan insanların ortak fikirde olduğu bir takım şeylere bir türlü anlam
veremeyen biri olarak böyle bir yazıyı çıkarmış bulundum. Hem de aylar önce
açıp da bir uğramadığım bloguma bir göz gezdireyim dedim, doğrusu okurken biraz
sinirlenip “Ne diyor ya bu?!” diyebilirsiniz. Olsun.
“TVXQ ≠ DBSK”
Bu katılmadığım bir düşünce değil de yanlış
bir bilgi aslında, ama beni en çok rahatsız eden şeylerin başında geldiği için
bunu yazmak istedim ilk sıraya. Özellikle 2010 yılından sonra K-pop fanı olmuş
insanların kafasında oluşan bu düşünce, nereden çıktı bilmiyorum ama beni deli
etmek için başlı başına bir neden. TVXQ isminin JYJ üyeleri gruptan ayrıldıktan
sonra kullanıldığını kim, ne zaman söyledi acaba? TVXQ 2003 yılında
kurulduğundan beri adı “TVXQ//DBSK//Tohoshinki” şeklinde geçer. DBSK “Dong Bang
Shin Ki” yani “Doğu’nun Yükselen Tantıları”nın Korecesi, TVXQ ise “Tong
Vfang Xien Qi” yani Çince isim, Tohoshinki ise Japoncası. Bu
konuda bu kadar hassas duruyor olmamın sebebi ise zaten JYJ üyeleri ve Homin-SM
arasındaki davanın nedeninin büyük oranda bu isimden doğuyor olmasıdır. Yani
hızla yayılmaya devam eden bu düşüncenin bir an önce bir şekilde durması
gerekiyor!
“Yetenek Abidesi Choi
Siwon(!)”
Başlığı görür görmez yazıyı
okuyan ELF’lerin “Ne diyor ya bu?!” şeklinde sinirlendiğini duyar gibiyim. Ama
yıllardır bu oğlanın,evet bu yakışıklı oğlanın, grupta kas fan servisi
yapmaktan başka amacını çözebilmişliğim yok. Ama K-pop’ın hayran kitlesini
düşünecek olursak SM tarafından gruba en akıllıca yerleştirilmiş üye
diyebilirim. Her hangi bir şey yapmadan, sadece tişörtünü kaldırarak fan
toplamak, daha iyi ne olabilirdi ki?
“Masum Oppalar, Saldırgan
Unniler?!”
İşte, işte yıllardır bitmek
bilmeyen, yine de son zamanlarda biraz azaldığını gördüğüm bir muhabbet bu.
Özellikle erkek gruplarına fazla fazla bağlanan hayranların, sevgili
“oppalarının” yanında gördükleri her kıza “onu askıntılık ediyor” muamelesi
yapması kadar can sıkıcı çok az şey vardır her halde. Bunun sahnede sadece bir
kareografi, sahne arkasında da iyi arkadaşlık olabileceğini anlamamaları çok
garip. Ha bir de sürekli kız gruplarını “Açarak ünlü oldu.” diye eleştirirken
sırf yakışıklı diye sevdikleri çoğu erkek idolun yetenekten yoksun olması da
ciddi bir ironidir. Öyle olmasaydı parlak giyimli oppalara tapan arkadaşlar
Choi Jinil, Lim Tae Kyung gibi isimleri okuyup “Kim ki onlar?” demezlerdi,
neysee…
“Muhteşem Kraliçe Yoon Eun
Hye”
… Vee bizim Kore fanlarının
yerlere göklere sığdıramadığı, benimse büyük, çok kocaman bir anti pati
duyduğum arkadaş Eunhye, bir bilene sorsak mı acaba Eunhye’yi niçin
sevdiklerini? Çok mu güzel? Yooo… Hadi diyelim güzellik göreceli, bu arkadaşın
yapmacıklığı ne olacak? Çok iyi oynuyormuş Eunhye, ben oynarken oynadığını bu
kadar belli eden iyi oyuncu (!) görmedim doğrusu.
“Biblo
Görünümlü Ulzzanlar”
Son
bir iki yılda Türk, yabancı bütün Kore hayranlarında aşırı bir Ulzzang severlik
görüyorum ve şaşkınlıkla izliyorum! Peki, kabul etmeliyim ki bazen gerçekten
güzel görünüyorlar. Ama işi abartıp gözlerine bilye gibi lensler takıp,
yüzlerine vampir beyazlatıcılarını sürdükten sonra nasıl sevilesi olabilirler
ki? Yine de sevmeyen, sevemeyen bir ben kaldım sanırım?! Bir de bu bizim küçük,
sevimli yaratıklar Korelilerin aslında ne kadar da kompleksli bir millet
olduğunun göstergesi bana kalırsa. Düşünsenize kahverengi ve çizgi gözlü, esmer
birisi 12-20 dakikalık bir işlemle kocaman, mavi ya da yeşil –hatta abartıp
lacivert- gözlü, beyaz ve kusursuz tenli birine dönüşüyor! Ne kadar da güzel
değil mi?
Şöyle
bir baktım da sanırım genel olarak bu konularda çoğu Kore fanından ayrılıyorum,
dahası da vardır eminim ama aklıma gelenler bunlar. Gerçi aylardır yazı bile
yazmadığımdan dolayı hiç okuyucum olmayabilir, olsun. Eğer okuyorsan, takipte
kal! ^^